FİKRA

GÜLMEK İÇİN DOĞRU ADRESTESİNİZ

Komik hikayeler

Komik Hikayeler

Sigara Sevdasına

Bugün Karabük'te akıllara durgunluk verecek bir olay yaşandı. Emekliliğine 1 yıl kalan demir çelik fabrikası işçisi Demir Ören çok trajik bir şekilde hayatını kaybetti. Her Ramazan olduğu gibi iftarı fabrikada yapmak zorunda kalan Ören yemeğin ardından bir sigara içmek istedi. Sigarasını yakmak için bir türlü ateş bulamayan talihsiz adam 600 tonluk press makinesinin arasından emeklemek suretiyle geçerek, ucundaki 2450 santigratlık fırında sigarasını yakmaya çalıştı ve hayatını yanarak kaybetti. Olayı duyan ailesi sinir krizleri geçirdi. Demir Ören'in küçük kızının gazetecilere "ben ona sigara içme, sigaraya vereceğin paraya git bana lolipop al dedim" şeklindeki sözleri gazeteciler arasına duygulu anların yaşanmasına sebep oldu.

 



Bir Cimrinin Günlüğü

Ohh be en sonunda ben de günlük tutmaya karar verdim. Bugün benim doğum günüm ve annem bana doğum günü hediyesi olarak bu günlüğü yani seni verdi günlük. Neymiş efendim cimrilik derdimi senin sayende aşacakmışım. Yav bir kere benim cimrilik sorunum yok ki anlatamıyorum hiç kimseye . Sadece biraz tutumluyum hepsi bu. Ne yani paramı her şeye harcayınca daha mı iyi olacakmışım. Para harcanmadıkça güzeldir günlük bunu böyle bil. Bakınca ona yeşil yeşil oooff offf. Efkarlandım be günlük. Bak günlük bundan böyle bütün her şeyi sana anlatacağım böylece benim cimri olmadığıma sende karar vereceksin. Kimse inanmıyor zaten cimri olmadığıma , kimse dinlemiyor zati. Bulmuşum seni anlatayımda derdimi kurtulayım kederlerimden. Bu arada sana kendimi de tanıtayım günlük. Biliyorum saçmalıyorum sen cansızsın bişey anlamazsın dediklerimden ama ben günlüklerdeki moda konuşmalara uyacağım ve seninle her şeyi varmışsın gibi konuşacağım. 1975 yılının 15 temmuzunda doğmuşum be günlük. Tam 28 sene geçmiş hayatımdan. Ne zamanki parayı doğru harcamayı öğrenmişim işte o zaman milletin dilinde olmuşum cimri. Kusura bakma cimri cimri deyip başını şişiriyorum ama gün boyu herkes bana böyle diyor ama başım şişmiyor çünkü zaten şişmiş durumda. Acım büyük be günlük ama bir gün gelecek cimri olmadığımı ispatlayacağım onlara. Bugünkü doğum günüm Allah’tan iyi geçti. Bayağı bir hediye aldım. Babam bana birkutu kibrit almış ne kadar sevindiğimi anlatamam. Kardeşim de bir adet silgi almış hemi de kokulu. Amcam da 5 adet dosya kağıdı almış. Yaz yaz bitmez. Annem de seni almış günlük. Tamam tamam biliyorum hediyeler gerçekten kötü. Sanki bana nispet yapıyorlarmış gibi geldi. Neyse günlük bu konuyu daha fazla açıp moralimiz bozmayalım dimi. Günlük ; bu arada sana adımı söylemedim be. Adım Saffet bir kuyumcu dükkanım var anladığın zengin bir adamım ama tutumluyum. Malımı severim , paramı da. Hediye olarak seni alınca oldukça şaşırmıştım “Bu ne” diye sorduğumda “Günlük” cevabını almış ve daha da şaşırmıştım. Sanki bilmiyordum senin bir günlük olduğunu. Aman işte ; annem senin benim için oldukça önemli olacağını içimi dökmemde çok faydan olacağını söyledi. Bilmiyorum ama günlük sanki annem beni en fazla anlıyormuş , seviyormuş gibi geliyor. Zaten baksana tek doğru düzgün hediyeyi o verdi. İlk başlarda seni yadırgamıştım ama sana daha şimdiden alışmaya başladım bile. Hatta sana günlük demek bile istemiyorum sana bir isim vereyim günlük. Bir karizman olur en azından. Hmm düşünmem lazım günlük acaba sana ne isim verebilirim. Aha buldum her baba çocuğuna kendi babasının ismini ya da dedesinin ismini verirmiş. Sana da öyle bir isim vereyim. Evet sana babamın ismini vereyim her ne kadar beni sevmiyor olsa da onu çok severim be günlük. Artık senin ismin Abdulrezzak olsun. Ne o beğenmedin mi ismini. Babam da kendi ismini beğenmemişti zaten. Babama da ismini büyükbabam koymuş evet o da kendi babasının ismini koymuş. Tamam küsme be günlük sana kısaca Abdül derim nasıl bu daha iyi değil mi. Tamam oldu bu iş artık sen benim için Abdülsün. Amma da konuştum be Adbül. Bugünlük bu kadar yeter zaten feci uykum geldi. Yarın bizim çırağı da kovacağım maaşından kısıntı yapınca işleri yavaşlattı salak. Altı üstü %30 kısıntı yaptım çok mu? Ama dur bakalım yarın gelsin bir hele , göstereceğim o hergeleye. Vay şiir gibi yazdım Abdül. Neyse sana iyi geceler Abdül yarın akşam görüşmek üzere. İyi uykular eğer uyuyabiliyorsan Tamam şaka yaptım 16 Temmuz 2003 Günlük naber , pardon Abdül naber Gördüğün gibi neşeliyim hem de çok neşeliyim. Kovdum çırağı en sonunda. Zaten bir halta da yaradığı yoktu ama alıyordu paraları o ayrı mesele. Kovarken bayağı zorlandım ama tehdit etti beni işçilik kuralları mı ne varmış tazminat alırım dedi senden (Milyarlarca hem de). Tırstım tabi hiç araştırmamıştım gözümden kaçmış. Halbuki böyle şeyler hiç gözümden kaçmaz. Neyse aradım avukat arkadaşı var mı böyle bir şey dedim o da evet olmaz mı dedi. O zaman dedim ki kendi kendime “ İşte şimdi ayvayı yedim. Acaba çıkartmasam mı çırağı aslında fena biri değildi” O sırada aklıma bundan kurtulmanın bir yolu olabileceği geldi. Öyle ya her şeyin bir çözümü vardır değil mi Abdül. Sordum avukata var mıdır bir çözümü diye. O da yoktur dedi. “Eyvah” dedim. “Ne yapabilirim” diyince o da bana “Ne kadardır sende sigortalı” dedi. İşte o zaman içimde bir şeyler kıpraştı Abdül ama nedenini bilmiyordum. Verdim cevabı “Ben onu fazla para gitmesin diye sigortalatmamıştım ki”. “Ne?” dedi bana heyecanla. Ben cevabı tekrarlarken o da bana cimriliğimin en sonunda işe yaradığını söyledi ben de ona cimri olmadığımı tutumlu olduğumu söyledim. Bunun üzerine biraz ağız kavgası yaptık. Yanımda olsaydı eğer komuştum kafayı ona ama şükretsin ki yanımda değildi. Neyse sakinleştiğimiz anda bana o çırak olacak veletin zırnık bile alamayacağını söyleyince içimde kıpraşan şeylerin mutluluk kelebekleri olduğunu o an anladım. Kurtulmuştum Aldım çırağı karşıma anlattım her şeyi kovdum hergeleyi ( Bir gün şiir yazmayı da deneyeyim) .Giderken de velet “Yürü , yürü de ense traşını göreyim yer elması” dedim. Hep birisini kovarken o sözleri sarf etmek isterdim . Sarf ettim oldukça zevkliydi. Akşam eve geldiğimde bizimkilere de anlattım durumu. Tabi ki beni savunmadılar üstüme geldiler. Neymiş efendim çocuğun rızkıyla oynuyormuşum. Evet oynuyorum kabul ama o da benim rızkımla oynuyordu. Annem girdi araya “oğlum” dedi “zaten bu cimriliğin yüzünden evde kaldın bari insanlardan olma , iyice yalnız kalacaksın”. Boşverin be ben ve param bana yeter diyince az kala babam tarafından hastanelik ediliyordum. “ben ve param” lafına alınmış. Neden “Ben ve ailem” değilde “Ben ve param” Pöh gülerim buna. Allah’tan son sürat odama kaçtım da kapıyı kitledim. Yoksa yemiştim ananası. Şu an bu satırları yazarken bile babam hala bağırıyor Abdül. Varsın bağırsın be günlük hayatımı kendim kontrol edebiliyorum ya o yeter bana zaten yakında yeni bir eve taşınsam hiç fena olmayacak ama kira parası düşündürüyor beni. İlginçtir benim gene uykum geldi Abdül Dur şöyle bir esneyeyim doya doya uaaah. Kusura bakma sen esneyemiyordun di mi Sen ne iyi bir arkadaşsın be Abdül ne kızıyorsun ne ediyorsun. Allah senden razı olsun. Neyse ben yatıyorum yarın işime geç kalmayayım. (gelsin paralar ) 17 Temmuz 2003 Günlük dün çok sevinçliydim ama bugün çok sinirliyim. Neden diye sorma çünkü zaten anlatacağım o yüzden yaklaş ve dinle. Hani dün benim elemanı kovmuştum ya “ yok o geri gelmedi Abdül” aman be o kadar sinirliyim ki kendi kendime konuşmaya da başladım. O elaman gelmedi ama annem bir başkasını getirtti ve zorla işe sokturdu bana. Çıldıracağım ya kendi işimde elamanları kendim işe isteyerek alamıyorum. Kendimi light patron olarak hissetmeye başladım. Hadi annemin o elamanı zorla işe aldırtmasını bir yere kadar kabullenebilirim ama çıkarttığım elemanın kesintisiz maaşının iki katı maaşla işe başlatması işi çığırından çıkartan nokta oldu. Yeni gelen eleman az kala bir aile faciasına şahit olacaktı. Evet gerçekten de öyle masamın üstünde duran aile resmini yırtmaya çalışarak annemi tehdit ettim. Ya resim ya da elaman dedim. O da eleman diyerek beni hayal kırıklığına uğrattı. Resmi de zorla aldı elimden. Eleman da pis pis sırıtıyordu. Çakacaktım suratına kız olmasaydı. Ne o günlük sana yeni elamanın bir genç kız olduğunu söylememiş miydim?. Öğrenmiş oldun işte. Bir kızın ne işi vardı kuyumcu dükkanında? Anneme bunu anlatana kadar akla karayı seçtim. O da ani bir hareketle forvetle kaleciyi seçtirdi. Bu yüzden baya bir takıştık yani. Eğer Perihan’ı işe almazsam evde kaldığım her gün kira alacağını söyleyerek beni tehdit etti. Gördün mü hem de öz annem dedi bunu. Kabul etmemem lazımdı ama bir aylık kira parası Perihan’a ödeyeceğim aylık maaştan fazla çıkınca mecbur kabul ettim. Komploya kurban gittim resmen. Belli ki her şeyi önceden planlamışlar. Unutmadan söyleyeyim öğlen yemeğini ben verecekmişim , bitmedi bir de yol parası. İflas ettirecekler adamı yahu. Kardın milleti değil mi adamı ya batırır ya da şımartır başka da bir şey yapmaz zaten. Bunları da kabul ettim mecbur. Allah’tan yeni eleman iyi çalışıyor. Günlük işlem hacminde tüm zamanlar rekoru kırdık bugün. O zaman sevindim aslında işe aldım diye ama belli etmedim ona. Devamlı asık yüzle bakıyorum ona , o da bana baygın baygın bakıyor neden öyle bakıyor çözemedim gitti. Bugünlükte bu kadar günlük bakalım yarın neler olacak doğum günümden beri değişik değişik olaylar oluyor zaten. Yarın görüşmek üzere. 18 Temmuz 2003 Selam Abdül nasılsın. Beni sorarsan nasıl olduğumu anlayamadım. Bir garip hissediyorum kendimi. Mutlu desen değilim , kızgın desen hiç değilim bir garibim. Bu Perihan’dan yavaştan tırsmaya başladım. Tamam iyi çalışıyor bugün de rekoru yeniledik ama bana olan bakışları falan çok garip , anlaşılmaz bakışlar. Kısa kısa da bakmıyor çoğu zaman gözlerini hiç ayırmadan uzunca bakıyor. Rahatsız oluyorum bundan be Abdül. Özellikle öğlen yemeğimizi yerken (ki kuru üstü pilav yiyorduk , merak etme evden getirmiştim yemeği fazla para gitmesin diye) ki bakışlarından dolayı yemeği doğru düzgün yiyemedim. Bir insana bu kadar uzun bakılır mı? Hayret bir şey yahu. Bakışlarını tarif et desen edemem Abdül. Çok garip bakışlar bunlar anlatılamayacak kadar garip. Cidden bu kızın yanında rahatsız hissediyorum kendimi. Acaba annem neden Perihan’ı zorla işe aldırttı? Bana bir komplo mu kuruyorlar yoksa? Zaten eve gelir gelmez direk odama geldim. Herkese bir selam yetti. Bir keresinde müşteriden aldığı parayı bana verirken parayı bana vermeyecekmiş gibi yapıp bir iki dakika oyaladı beni. Şaşkınlığımdan bir şey de diyemedim. Resmen kukla oldum Abdül. Perihan’da o sırada gülümseyerek yüzüme bakıyordu. Sanırım ben de aptal aptal bakıyordum. Ulan var ya rezil kepaze oldum. En son parayı verdiği zaman parayı verdiği elini uzun süre elimden çekmedi. Resmen neden olduğunu bilmemekle beraber tir tir titredim. Donup kalmıştım resmen. Neler oluyor anlayamıyorum Abdül. Yardım et bana. Ahh keşke canlı olsaydın da bana yardım edeydin. Eni en iyi sen anlıyorsun çünkü. Bazen bu kızın uzaylı olduğundan şüphe ediyorum. Acaba uzaylı araştırma merkezine müracaat mı etsem. Şaka yapmıyorum günlük ciddiyim bu konuda. Ne olduğunu anlayamadığım bir durumla karşı karşıyayım korkuyorum. Sırf Perihan’a olan korkumdan öğlen yemeğinde istemiş olduğu colayı aldım. İnanamıyorsun di mi günlük cola aldım. Hatırladığım kadarıyla hiç kimseye cola almamıştım. Ne hallere düştüm be. Bu soruna bir çözüm bulmam gerek. Yarın Perihan’ı dışarı öğlen yemeği için bir şeyler almaya yollarım (Para gidecek ama ne yapalım katlanacağım günlük) o sırada da arkadaşlardan birini ararım. Bana yardım ederler umarım (Beni sevmeseler de) Bakalım yaptığı davranışlar ne anlama geliyormuş. İyi uykular Abdül , uyuyamasan da Neşelenmem lazım di mi ? 19 Temmuz 2003 Merhaba günlük I Am Back Neşeliyim bugün. Bütün her şeyi öğrendim. Arkadaşın biriyle yaptığım görüşmede bana eğer ona bir akşam yemeği ısmarlarsa yardım edeceğini söyledi. Kabul ettiğimde gerçekten de yardıma muhtaç zavallı bir olduğumu kabul etti. Ne durumlara düştüm di mi günlük. İlk defa birisine bir yemek ısmarlayacağım. Bu kız yüzünden iflas edeceğim ama sağlığım iflas etmeyecek. Neyse Perihan dışarıdayken arkadaşla telefonda konuştuk. Ben kızın yaptıklarını anlattım. Uzaylı araştırma merkezine gitme fikrimi de en sonunda ekledim. O da bana “Hödükleşme Saffet şimdi beni dinle dedi” Ve 15 kısa dakika boyunca ki bana 15 uzun dakika geldi (Telefon faturasını düşününce) anlattı da anlattı. Ben anlattıklarına ilk başta inanamadım. Hatta bir ara “Sen akşam yemeği istemiyorsun galiba” diyince “Olur mu Saffet tarihi bir fırsatı teper miyim sanıyorsun” diyerek hafiften yumuşattı beni. Konuşması bittiğinde ben de inanmıştım. Hatta bana “İnanmıyorsan bir aşk filmi izle , işte o zaman inanırsın dediklerime (Aslında bu adam da şair ruhludur ama bir kırodur) diyince akşamleyin evdekilerle bir film izlemeye karar verdim. Bu arada evet günlük kız bana aşıkmış. Ben nasıl anlayamadım anlamadım. Aşıkmış dedim doğru okudun (ya da duydun her neyse) eve gelirken gene paraya kıyıp (Harbi iflas edeceğim) bir film aldım. Geldim eve ve bizimkilerle merhabalaştıktan sonra beraber film izleme teklifi ettim. Önce babam kızdı neden dalga geçiyorum diye. İnandırana kadar bayağı zorlandım. Hatta izleyeceğimiz filmi aldığımı söyleyince annem sanırım heyecandan bayıldı. Beş dakika kadar onu ayıltmakla geçti. Neden film izleyeceğimi falan anlatmadım tabi ki anlatsam rezil kepaze olurdum vallahi. Sonunda filmi de izledim. (Bu arada odamda tv yok fazla masraf yapmayayım diye almamıştım sadece bizimkilerde var) Filmi izledikten sonra (Aşk filmi aldım merak etme) gerçekten de kızın bana aşık olduğuna karar verdim. Bu kadar olur filmdeki bayan oyuncuyla aynı tarz bakışlar hareketler cilveler (Garip hareketlerin cilve olarak adlandırıldığını bu film sayesinde öğrenmiş oldum) resmen aynı ; aynı olmasa da yakın, yakın olmasa da çağrıştırıyor. Peki bu kız bir gün de beni nasıl bu kadar sevebildi. Üstelik o kadar cimri olduğumu( düzeltme : tutumlu )bile bile nede bana aşık olsun ki. Bu işin içinde bir iş var ama ne. Neyse günlük yarın görüşmek üzere . I Will Back.  20 Temmuz 2003 Vay günlük naber. Şu an ne dinliyorum biliyor musun. Sting’den Shape of My Heart. Vay be amma güzel bir şarkıymış. Arkadaşın teki tavsiye etti bu şarkıyı bana gene bir akşam yemeği sözü üzerine. Gittim hemen aldım albümünü (Biraz zor oldu yalnız bulması Eski bir albümmüş de) Nedense para harcamak artık o kadar zor gelmiyor bana insan birkaç günde değişir mi be Abdül. İnanmayacaksın ama Bir de müzik seti aldım kendime , müzikleri odam da dinlemek için. Nedir bu sendeki değişiklik diye soracaksın. Bilmiyorum ama Perihandan ben de hoşlanmaya başladım. Daha doğrusu evvelden de seviyormuşum aslında ilk gördüğüm andan beri yani. Hani dedim ya ellerim falan titredi diye heyecandan hani. Hatırladın mı? Dün filmi izlerken bu hareketlerin donup kalmaların aslında sevgiden kaynaklanan şeyler olduğunu öğrendimbeni seviyor , üçüncüsü ben de onu seviyorum (Sanırım ) Cimrilikten kurtuldum sanırım Abdül. Bak kendim bile kabul ediyorum artık cimri olduğumu. Ama artık değilim bu sevgi her şeyi değiştirdi beni kendime getirdi. (Tam şairim ) Peki bugün neler oldu günlük orasını anlatamam sana özel şeyler oldu. Maazallah bir gün gelir de biri seni okursa mahvolurum. ( ) Yalnız bir şey oldu ki onu anlatayım sana her şeyi birbirimize açılmıştık , ellerlimiz ellerimizde gözlerimiz gözlerimizdeydi işte o sırada içimdeki şair çıktı ortaya ve Perihan’a şöyle dedim Tutmuştum ellerinden Bakmıştım gözlerine Hissetmiştim aşkını kalbimde Görmüştüm o aşkını gözlerinde Ve anlamıştım ki Sende beni seviyorsun Aynı; Delicesine... Sanırım içimdeki şair patladı en sonunda ha ne dersin Abdül Perihan’da çok sevmiş olmalı ki… (öhhöm burayı kesmek zorundayım günlük sorry ) Bir günlük insanı ne kadar a değiştiriyormuş. Hem de birkaç günde. Demek ki bir arkadaş bir insanı nasıl değiştirir , bir aşk ne kadar değiştirir , akrabalar arkadaşlar ne kadar değiştirir. Ailemle de aramı düzelttim. Eve bir kilo telli kadayıf alınca (ki annem gene bayıldı) biraz da laflayınca falan düzelttim arayı işte. Sen günlük beni değiştirdin ve Perihan o daha da değiştirdi. Aşk beni değiştirdi. Sevmek ne kadar güzel bir duyguymuş. Özellikle de sevilmek. Keşke devamlı sevebilsem keşke herkes beni devamlı sevebilse. Varsın para gitsin. Para her şey demek değil , çünkü sevgiyi satın alamazsın. Sen de sevebilseydin keşke günlük. Hissedebilseydin her şeyi özelikle de aşkı. Sen de sev Abdül , sen de sev günlük Sen de sev. . Rahatım şimdi çünkü her şeyi biliyorum. Birincisi Perihan bir uzaylı değil. (Uzaylı araştırma merkezine yaptığım başvuruyu geri çekeceğim) ikincisi


Para

PARA


Para Bilindiği gibi Lidyalılar tarafından bulunmuş ve de parayı ilk kullananda yine ilk devlet lidyalılardı.. Başkent Sardes`in içinden geçen Paktalos ( Bu günkü gediz nehri) alivüyonlarında doğal olarak bulunan altın gümüş karışımı elektron madeninden basılan ilk sikkelerin üzerinden Lidya Krallığının arması olan Aslanbaşı bulunuyordu. İlk Lidya sikkeleri muhtemelen Alyattes döneminde basılmıştır. Sikke basımının daha iyi bir duruma gelmesi ve elektron yerine altın ve gümüşten ayrı olarak sikke basımı Kral Kroisos zamanında ortaya çıkmıştır.
Değiş-Tokuş sistemi Paranın kullanılmasına başlanmadan önce yaygın olarak kullanılan bir medottu. Bu da bazen sorunlar oluşturuyordu.

Mesela bir örnek verelim . Pazara gidip, elinde bolca bulunan Buğdaya karşılık, Taze fasulye almaya çalışan bir çifci`nin yaşadıklarına bir göz atalım.


-Selam Nasılsın

-Yapma ya her seferinde böyle yapıyorsun şu alt tarafı at üst tarafı insan olan hayvanı başka yere bağla be abi bak maydanozları yine yedi ya !Hayır o değil bu yaratık şimdi ukala ukala konuşacak yine canımı sıkacak.

At cevap verir.

-Ne olmuş ya kokusuna dayanamıyorum. Hem biliyormusun en büyük C vitamini Yeşil Biberden sonra maydanoz da varmış . Hem ne var hepsini yemedik ya al biraz benden arpa ödeşelim

-Ben sana demedim mi abi ya tamam kardeşim git ya istemiyorum arpa marpa. Evet buyur ne istiyorsun yine buğday mı getirdin.

-Evet ne olacakki

-Ya biraz üretici olmak lazım sen başka şeyler üretmeyi bilmezmisin mesela bak bu günler de çok tutuluyor mısır diye bir icad var süper ya!!!

-Mısır mı?

Evet mısır bak sabah erkenden gelsen biraz alabilirdin belki. Ateşte kızartacan üstüne biraz tuz oturup Güneşin batımını seyredecen o kadar ki zevkli.
Yok ya ben yeni duydum neyse elimde buğday var istermisin?
Yok istemem daha gecen sefer verdiklerin evde duruyor kullanmadık daha
Neden ya ?
Hanım rejime soktu beni sadece yeşillik yiyoruz senin buğdaylar kilo yapıyor.
Senin fasulyeler de gaz yapıyor ama biz bir şey demiyoruz . Bak bu mahsül yeni kilo ne yapmaz veriyormusun taze fasulye ?
Yok vermem mısır varsa değişelim yoksa başka birine git !
Ya kardeşim sende ya neyse bak gidiyorum. Hem bu taze fasulyeler iplikli desende almam zaten!
O iplikten neler yapıyorlar biliyormusun sen nerden anlayacan sen git buğday üret bırakın bu hitit laflaranıda işimize bakalım Dükkanın önünü kapama hadi kardeşim TAZE FASULYE VAR TAZE FASULYE VAR
Görüldüğü gibi alışveriş paradan önce bayağı zor olmalıydı. Peki parayı ilk kullananın da bu zorluğu çekmesi muhtemel miydi Ya da bu zorluğu üretici kendisi yaşadı ise ?

Selam Kardeş
Selam da ne istiyorsun?
Sende fasulyeden başka Bir şey göremiyorum Herhalde taze fasulye isteyebilirim senden başka ne olabilirki ?
Yok ya sende haklısın maydanoz da vardı ama bir yaratığın kurbanı oldular Neyse Ben sende Bir şey göremiyorum karşılığında bana ne vereceksin ?
____Para____!
Para mı yenir mi o? Ne işe yarar ?
_A sen bilmiyormusun Al bak bundan sonra kralın emri ile pazarlarda alış-verişlerde biz bunu kullanacağız ?
Nasıl yani ben sana taze fasulye verecem sen şu bakır madeni ni bana mı verecen o maden değerli olsa cocuğum her akşam dereden toplayıp eve getiriyor sarı sarı hanımda evi kirletiyor diye atıyor çocukta akıl olsa at pisliği getirirde akşam yakarız. Hem ben bunu senden alsam sonra hanım eve ne getirdin diye bana soracak bende bunu madeni göstercem ve aile içi şiddet baş gösterecek Yok o Bir şey değilde hanımda bana kızıp bunu önüme yemek diye getirirse diş miş kalmaz sonraki ürünler de dişciye gider .Yok Kardeşim eski köye yeni adet mi getirdiniz Ben istemem para mara bana vereceğin mısır gibi bir şey varsa ver yoksa güle güle !!!! hayda!!!! bugünde bütün terslikler beni buluyor ! Tanrılar bugün benimle şaka yapıyorlar herhalde hangi tanrı acaba? Aman Zeus olmasında hangisi olursa olsun.
_Kardeşim bak şuna krallığın simgesi var bak buda kralın resmi ?
Bakayım şii bu sahte bizim aslan figürümüzde aslanın iki dişi var bak bunda tek dişi kalmış
_Ağrısı vardı çektik kardeşim fazla inceleme basım hatası olmuş işte
Olmaz bu sahte ben bunu kabul edemem (ve çifci parayı yere atar)
_Sen kralın parasını hemde üstünde resim olan parasını yere mi attın askerler alın bunu zindana atın sonrada aslanlara yem yaparsınız.
Daha sonra çifci aslanlara yem olacakken aslanın ön sivri iki dişinin sağlam olduğunu yakından görünce başlar bağırmaya `` kralım sahte para vermişlerdiii esasında aslanın bir dişi sizin bir yerinize saplanmış gibi duruyordu duruyorduuu ALLLAAHHHH``



ŞİMARTIRSAN ŞİMARIRLAR Bu yazıyı arkadaşıma yolla
Çok güzel,cillop gibi bir sevgili istiyorum ama hala bulamadım diye üzülüyor musunuz? Sürekli denemenize rağmen aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor mu? Beğendiğiniz güzel kızlar tarafından red mi ediliyorsunuz? 'Beni beğeneni ben beğenmem,benim beğendiğim ise beni beğenmez' diye İsmail YK şarkısı mı söylüyorsunuz? Ben bu dünyaya yalnız geldim,yalnız gideceğim diye ağlıyor musunuz? Çevrenizdeki fıstık gibi kızları görüp kederleniyor musunuz? O zaman Allah belanızı versin...

Neden sürekli çok güzel kızların peşinde koşuyorsunuz? Neden karşınızdakinin dış görünüşüne verdiğiniz önemin birazını da onun karakterine vermiyorsunuz?

Toplumumuzda kimi kızlar vardır..Bu kızlar Allah vergisi dünyaya güzel olarak gelmişlerdir fakat erkekler tarafından ilgi gördükçe kibirlenirler..İnsani kavramlarını yitirirler ve diğer insanlara tepeden bakmaya başlarlar...Lüks olmayan mekanlara gitmezler,lüks olmayan yemekleri yemezler,lüks olmayan giysileri giymezler..Şimarıktırlar..Götleri her geçen gün daha çok kalkar,kendilerini bir bok saymaya başlarlar..Çevresindeki herkesi küçümseyen bir canavara dönüşürler...

Aslında bu tür kızları dikkatle incelediğinizde hiçbir konuda genel kültürü olmayan,ağzı laf yapmayan,karaktersiz,boş insanlar olduklarını görürsünüz..Sadece lüks giyim mağazalarının büyülü ışıklarında çalışan oyuncak bebek gibidirler..

Ancak abaza erkeklerimiz çıkarları doğrultusunda bu tür kızların şimarık hareketlerine boyun eğerler,onları sırtlarında taşırlar,kendilerinden üstün görürler..

Aslında bu kızları bu derece insanlıktan çıkaran,şimartan yine biz erkeklerizdir..

Bazı saf,temiz kalpli erkekler ise böyle kızlara gönüllerini kaptırarak kendilerini büyük bir platonik aşk acısının içinde bulurlar..Ancak unutmamalıdırlar ki toplum tarafından beğenilmek için güleryüzlü,sağlam karakterli,yardımsever olmak yeterlidir, ancak bu tür kızlar tarafından beğenilmek için bunlar yetersiz kalır..

Bu tür kızlara kendini beğendirmek için yakışıklı,konuşkan,espritüel,ortam puştu olmak bir şart; çok geniş bir çevreye sahip olmak da bir zorunluluktur..Eşofmanlarının hakiki Adidas,tşörtlerinin Tommy Hilfiger olması da sana büyük avantaj sağlayacaktır..Hele ki cebinde paran yoksa fazla şansın kalmayacaktır..

Böyle düşünceler onların bilinç altındayken sevgilin olmasınlar,daha iyi değil mi?

Bu yazıyı yazmamın yegane nedeni çevremde gördüğüm efendi,düzgün karakter sahibi 4-4lük arkadaşlarımın gönül verdiği güzel kızlar tarafından reddedilmesinin bende yarattığı üzüntüdür..

Aslında çevrelerinde hayatı paylaşabilecekleri,karakterli,esprili,neşeli o kadar çok kız vardır ki..Ancak erkekler yine de ulaşamadıkları o güzel,şimarık,aptal kızların peşlerinde koşarlar..

Bu kibirli,güzel kızlarımız da abaza erkeklerin bu ilgisinden çok güzel yararlanırlar..Sosyal hayatlarında çevreleri her daim çok geniştir,çünkü çevresinde onu elde etmek isteyen asalak erkekler doludur..Facebookta 500 tane friendleri vardır,MSN'de onları bekleyen ve ekleyen online kişiler bitmek bilmez..Hiçbir zaman yalnız kalmazlar..İstedikleri her an istedikleri kişiden yardım alırlar,çünkü çevresindeki erkekler nedense onlara yardım etmek için inanılmaz bir istek duymaktadırlar..

Kısacası onlar dünyaya güzel bir kız olarak gelmekle, hayata diğer insanlardan 3-0 önde başlarlar,ancak elbet bir gün tökezleyeceklerdir ve geriye düşeceklerdir...Çünkü zamanla insanlıklarını kaybettiklerinin farkında değillerdir..

Güzel olmak bir erdem değildir, güzel olduğun halde görünüşün hakkında mütevazi olabilmek bir erdemdir..'Ben güzel değilim' diyebilmek marifettir,öylesine değil ama samimiyetle..







Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol